Tanrıça İnanna – Yeraltına İnişi – Ölüm ve Diriliş
Tanrıça İnanna: Sümer aşk ve bereket tanrıçası. Yeryüzü ve gökyüzünün kraliçesi. Akad’larda İştar, Musevi’lerde Astarte, Yunan’da Afrodit arketipini taşır.
Sümer mitolojisiyle ilgilenen bilim insanlarının en çok dikkatini çeken tanrı miti, İnanna’nın eylemlerinin döngüsü, özellikle de yeraltına inişidir. İnanna miti önemlidir çünkü bereketi temsil eden tanrıça tasvirlerinin merkezde olduğu bir çağın kalıntılarının temsili gibidir. Ayrıca İnanna’nın ölmesi ve dirilmesi tarımın özüne ilişkin en iyi mecazi anlatımlardan biridir. Tohumun toprağa düşüşü, yeni bir hayatın can bulmasıyla sonuçlanır. Ve İnanna temsilinde uygarlığın gücünü de barındırır. Bu güç, İsa’nın ölmesi ancak bir gün muhakkak dirileceği gibi ölümün gücünü inkar etme gücüdür.
Tanrıça İnanna ’nın Tahtı ve Lilit
İnanna’nın öyküsü şöyle başlar; Yaratılış’tan hemen sonra İnanna Fırat’tan bir ağaç alır ve onu kendi tahtı yapmayı umarak, şehrine Uruk’a taşır. Ancak ağacın köklerine bir yılan yuva yapmış ve karanlık Lilit gövdesine yerleşmiştir. İnanna, Uruk kahramanı olan Gılgamış’tan taht yapmak için getirdiği ağacını istila eden Lilit’ten kurtarmasını ister. Gılgamış da kız kardeşinin istediğini yerine getirir ve onun için bir taht ve yatak yapar.
İnanna Enki’nin Tanrısal Gücünü Alıyor
Zeki ve düzenbaz tanrıça İnanna, yaratma ve zeka tanrısı olan Enki ile yapılan ve iki tanrının da çok içtikleri bir toplantıda Enki’yi oyuna getirip sarhoş ederek kutsal me’yi (uygarlığın yasaları) kendisine vermesine ikna eder. Enki hemen sonra kutsal yasaları ona verdiği için pişman olsa da Tanrıça İnanna Enki’nin gücünü elde etmiş tanrısal bir varlık olarak Cennet Kayığı’na atlayıp oradan kaçar.
Ve Tanrıça İnanna, bereket tanrıçası olarak ıslak toprağını sürmesi için kendine bir eş arar. Eşi dişi doğurganlığını dölleyecek olan çoban Dumuzi olacaktır. İnanna’nın tarlası böylelikle bitkilerle ve tahıllarla birlikte zenginliği ve bolluğu getirecektir.
Uruk şehri, bolluk içindedir. Ancak yılın yarısı uygarlık bu bolluktan nasibini alabilmektedir. Yılın yarısı doğa çiçekler açar, tahıllar verir, bitkilerle sarmalanır. Yarısında ise bu bereket yerini ölüme bırakır.
İnanna Uruk’un, yeryüzünün ve gökyüzünün kraliçesi, tanrıçası olmuştur ancak bu ona yetmeyecektir. Ulu tanrıça İnanna tüm potansiyelini anlamak için ölüler diyarına, yeraltı dünyasına kız kardeşi Ereşkigal’in yerindeki gerçekliğe ulaşmak istemektedir. Gökyüzüne, yeryüzüne hakim olan tanrıça, şimdi de ölümün; ölüler diyarının kontrolünü elinde barındırmayı arzulamaktadır.
Tanrıça İnanna ’nın Yeryüzüne İnişi
Tanrıça İnanna yeraltı dünyasına inme hazırlıklıkları yaparken Uruk’un yönetimini eşi Dumuzi’ye bırakır ve kutsal yasaları yani me’nin yedisini ise gösterişli kıyafet ve takılara dönüştürerek üstüne giyerek yol alır. Misafirinden haberdar olan Ereşkigal bu durumdan hoşnut olmaz. Ve hizmetkarına Tanrıça İnanna’nın kilitli kapıların yedisine me’lerini bırakarak içeri girme şartını kabul etmesi koşuluyla diyarına girebileceğini iletmesini ister. Bu sebeple Tanrıça İnanna, kız kardeşinin tahtına tamamen çıplak ve güçlerinden arındırılmış bir vaziyette ulaşır. Sonuç itibariyle orası ölüler diyarıdır ve Tanrıça İnanna oraya indikten sonra bu tür yetki ve güçlerin bir anlamı yoktur. Ancak İnanna yine de kız kardeşinin tahtını almaya çalışır fakat ölüler diyarının tanrıları onu bir et parçası gibi duvara asarlar.
Bu sırada Uruk’ta üç gün geçmiştir ve halk tapınaklarında büyük bir yas içindedir. Tanrıça İnanna’nın yakın hizmetkarı, İnanna’yı kurtarmak için Enlil ve Nanna’dan yardım ister ancak onlar kabul etmezler. Buna rağmen Enki elinden geleni yapmaya razı olur. O, yeraltında bataklıkların sularında yaşadığı için ölüler diyarında neler olup bittiğinden haberdardır.
Enki, İnanna ’yı Kurtarıyor
Enki tırnaklarının altındaki çamurdan iki yaratık yaratır. Cinselliği ve cinsiyeti olmayan bu iki yaratığın bereketsiz ve kısır Ereşkigal’İ kızdırmayacağını düşünür. Olgun ve doğurgan kız kardeşi Tanrıça İnanna’nın aksine cinsellik, Ereşkigal için lanetli şeylerdir. Enki çamurdan yaratılan yaratıklarına hayat suyunu ve bitkisini vererek, bu hediyeleri yeraltı kraliçesine vermeleri talimatını verir. Ereşkigal memnuniyetle Enki’nin hediyelerini kabul eder ve karşılığında bir şey vermek ister. Yaratıklar ise; söylenildiği gibi Tanrıça İnanna’nın özgür bırakılmasını talep ederler. Ereşkigal’in başka seçeneği yoktur, hoşnutsuzca bu durumu kabul eder. Ancak diğer yeraltı tanrıları bu özgür bırakılışın karşılığında kurban isterler. İnanna me’sini ve kıyafetlerini alıp, yeryüzüne; şehrine çıkar. Eşi Dumuzi’nin krallığında alem yaptığını ve kendisinin kaybından etkilenmediğini görünce çok öfkelenir. Ve Dumuzi’yi kurban olarak belirler. Dumuzi’nin kız kardeşi ise; ağabeyinin yerine altı ay yeraltı dünyasına inmeyi kabul eder ve böylelikle Dumuzi yeryüzüne çıkabilecektir…
İnanna’nın öyküsü benliği bulmak için, benliği kaybetmenin; yeniden doğmak için ölmenin öyküsüdür. Persephone’nin, Osiris’in ve hatta İsa’nın hikayeleri gibi feda etmeyi, açıkça ölmeyi ve dirilme ile birlikte canlılığa geri dönüşün mitidir…