Lilith ve Alkarısı – Adem’in İlk Eşi ve İlk Feminist
Talmud, Zohar gibi Yahudi dini kaynaklarında geçen “Lilith” Batı toplumunda yaygın olarak bilinmesine karşı doğuda çok fazla sözü geçmemektedir ancak inanış olarak Lilith’in Doğu’da kötü ruh olarak bahsedilen “Alkarısı, Albastı” olarak şekil değiştirdiği anlatılmaktadır.
Yahudi yaratılış efsanesine göre, Tanrı topraktan Adem’i yaratmıştı. “İnsanın yalnız kalması iyi değil.” Dedi. Ve Tanrı aynı topraktan Lilith’i yarattı. İki insanı da cennetine aldı. Ancak Adem ve Lilith bir süre sonra tartışmaya başladılar. Lilith Adem’e onun altında yatmak istemediğini söyledi. Adem ise bunu kabul etmedi. Lilith’in üstünde olmak istediğini ve bunu hak ettiğini, onun altta yatması gerektiğini söyledi. İkisi de birbirinin fikrini reddetti. Lilith “İkimizde eşitiz ve ikimizde topraktan yaratıldık.” Dedi. Lilith artık Adem’in karısı olmak istemiyordu ve onun yanından ayrılmak için tanrının yasaklı ismini söyledi. Böylelikle tanrının cennetinden kovulup, dışlanmışların arasına gönderildi.
İlk Feminist Lilith
Çoğu ilkel anlatılar birer anlatıdan fazlasını içinde barındırır. Lilith ve Adem’in hikayesi kimi sembol ve mit okuyan bilim insanlarınca yorumlanmıştır. Ve bilim insanlarının çoğunluğu cinsellik üzerinden atıf yapılarak Lilith’in Adem’in üstün oluşunu kabul etmemesi eril düzenin karşısında ilk mücadelesini veren kadının hikayesi olarak yorumlar. Lilith’in hikayesi kadın ve erkeğin toplumda eşit olması gerektiğini temsil eden feminist bir anlatıdır. Lilith ise bu anlamda ilk Feminist arketip olarak karşımızda durmaktadır. Günümüzde yeni akım Teistik Feminist hareketi tarafından da Tek Tanrıça olarak benimsenmiştir.
Tanrı Lilith ’in Geri Dönmesi İçin Üç Melek Gönderiyor
Lilith kızıldeniz yakınlarında bir iblisle birlikte oldu. Bu iblisten yüzlerce çocuğu oldu. Kötülüklerin bu denli hızlı yayılışının sebebinin bu olduğuna inanıldı. Yeraltında durumlar böyleyken, cennette Adem yalnızlıktan sıkılmıştı. Ve tanrısına seslendi. “Bana verdiğin kadın benden kaçtı.” Tanrı Lilith’in peşinden yeraltına Sanvi, Sansanvi, Semangelaf adlı üç melek gönderdi ve onu Adem’e geri getirmelerini emretti. Melekler Lilith’e “eğer geri dönersen seni götüreceğiz ama dönmezsen her gün yüz çocuğun ölecek.” Dediler. Lilith yine de kabul etmedi.
Adem ve Havva Cennetten Kovuluyor
Adem geri dönmeyen karısını çok özlüyordu. Halini gören tanrı Adem’in kaburga kemiğinden bir kadın yarattı. Bu kadın Havva’ydı. Adem’in kaburga kemiğinden yaratıldığı için Lilith’inin çıkardığı gibi bir sorun çıkarmayacak ve itaat edecekti.
Bu sırada çocukları öldürülen Lilith kahroluyordu. Adem’den intikam almak için yılan kılığına girdi. Ve Havva’nın yasak meyveyi yemesini sağladı. Havva’da Adem’e yedirdi ve böylelikle cennetten kovuldular. Lilith yeryüzünde de Adem’in soyundan gelenleri öldüreceğine kendine ve çocuklarına söz verdi. Erkek çocuklarının doğumundan sekizinci, kız çocuklarının ise yirminci gününde canını alacağını söyledi. Aynı zamanda bazı rivayetlere göre Lilith genç erkeklerin rüyalarına girerek, onların spermlerini çalar ve onlardan cin çocuklar doğururdu. Bu sebeple Lilith “Sperm Hırsızı” ve “Kutsal Fahişe” olarak da anılmaktadır.
“Tanrı sizi kötü kadınlardan korusun; iyi kadınlardan da siz kendinizi koruyun.” – Yahudi Atasözü
Kötü kadın temsili Lilith, iyi kadın temsili ise Havva’ydı. Ancak ikisi de korunması gereken yaratıklardı. Lilith Adem’in üstünlüğünü kabul etmemiş ve itaat etmeyerek onu yalnız bırakmıştı. Havva ise, ona yasak meyveyi yedirerek Adem’le kendisinin Tanrı katından, cennetten düşmesine sebep olmuştu.
Yeraltı Savaşçısı – ALKARISI
Türk Mitolojisi’nde adı geçen Alkarısı veya Albastı karakteri ile Lilith oldukça benzer karakterlerdir. Alkarısı’da Lilith gibi Adem’in soyundan gelen loğusa ve bebeklere musallat olur ve onların ciğerlerini suda yıkayıp yerdi.
Altay Türklerinde Alkarısı Erlik’in hizmetkarıdır. Elinde kopuzuyla Kam (Şaman) kötü ruh olan Albastı’yı kovmak için şu sözleri söylemektedir;
“Ey, albastı zalim
Koy ciğeri yerine
Zavallının canını iade et
Sözümü tutmazsan
Bana hürmet etmezsen
Gözlerini çıkarırım…”
Albastı’nın tüfek sesinden, demirci ve ocaklı adamlardan, erkek at, çelik, mavi boncuk, kırmızı renk gibi şeylerden korktuğuna inanılır. Aynı zamanda Alkarısı’nın erkeklerden ve erkeklikle ilgili bıçak, kılıç, ok atma gibi unsurlardan korkmasından dolayı, bu ruhun ata erkilliğe karşı olduğu da iddia edilmiştir. Alkarısı erkeklerin üstün olduğu ata eril düzen içinde, erkeklerle uyumlu ve onların meyveleri olan çocuklara düşman bir yeraltı savaşçısıdır. Bu sebeple o, eril düzenin yıprattığı bir doğaüstü varlığın günümüze gelmiş sembolüdür.
Günümüzde dahi özellikle Anadolu’da batıl anlamda Alkarısı inanışı devam etmektedir. Loğusa kadının ve bebeğin korunmasını içeren figürler annenin ve bebeğin yanına yerleştirilir. Bunlar kırmızı kurdele ve bebeğin üstüne örtülen kırmızı bir örtü veya babanın yani erkeğin kıyafeti, nazar boncuğu gibi eşyalar kullanılmaktadır.