Tanrıça İsis – Büyü Ustası ve Ra’nın Gizli Doğası
Tanrıça İsis, olağanüstü kurnazlığı, azimliliği ve çalışkanlığıyla ün kazanmıştı. Tanrıça İsis’in bu karakter özelliklerini yansıtan pek çok mit, papirüs sarmallarına ve daha karmaşık yapılı dikilitaşlara yazılmıştır. İsis hakkındaki hikayeler Mısırlıların doğum, ateşli hastalıklar, baş ağrıları, sindirim bozuklukları; timsahlar, yılanlar, akrepler ve tehlikeli kurtçuklar gibi gündelik yaşantılarına dair korkuları ve çekincelerini iyileştirmek için yaptığı büyüleri konu almaktadır.
Bu büyülerden bazıları doktorların reçetelerine tamamlayıcı olup, hastaların iyileşmesi için okunan büyülü sözlerden oluşmaktaydı. Acıyı dindirmek için kullanılan yöntemlerden biri, hastayı mitolojik karakterlerden biriyle özdeşleştirerek ve özellikle tanrısal güçleri kullanarak iyileştirmeyi amaçlamaktaydı.
Tanrıça İsis ve Yedi Akrep
Metternich Dikilitaşı’na kazınan büyülerin ve tılsımlı hikayelerin özenle derlenmesiyle İsis ve yedi akrep miti çözülebilmiştir. Bu hikayenin dikilitaşa dahil edilmesindeki amaç, taşın sahibini akrep sokmasına karşı korumaktır.
Hikayenin ilk sahnesi Seth tarafından tahtı ele geçirmek amacıyla öldürülen Osiris’in, İsis tarafından mumyalanmasıyla başlar. Bilgelik tanrısı Thoth, İsis’e genç oğlu Horus’la birlikte saklanmasını öğütler. İsis, Horus’u Seth’in entrikalarından korumak ve babasının intikamını alması için büyütmek zorundadır.
Dikilitaştaki krallık miti burada yerini İsis’in büyü güçlerinin zehirli sokmalara karşı etkisine bırakır. İsis, bir gece yedi akrep eşliğinde evini terk eder. (Ne tesadüftür ki, Mısır büyü geleneğinde yedi sayısı büyük bir kudreti temsil eder; örneğin, baş ağrısı ya da doğum sonrası göğüs problemleri için yedi düğüm gereklidir.) Petet, Tjetet ve Matet adlı üç akrep, İsis’in önünden giderek yolun güvenli olup olmadığını kontrol eder. Kalan akreplerden Mesetet ve Mesetetef adlı ikisi taht-ı revanın altında bulunurken, Tefen ve Befen adlı diğer ikisi arka tarafı korur.
İsis, Seth’in yerlerini bulmaması için çok dikkatli davranmaları konusunda akreplere baskı yapar. Hatta onlara yolda hiç kimseyle konuşmamalarını emreder. Ama geveze bir akrebin, kafası karışmış bir Mısır köylüsü ile dalga geçip eğlenmesine engel olamaz. Tanrıça İsis, nihayet gideceği yer olan Nil Deltası’ndaki İki Kız Kardeş Şehri’ne varır. Zengin soylu bir kadın bu ilginç ziyaretçilerin gelişini görür ve evinin kapısını çarparak kapatır. Yedi akrep, bu davranışı oldukça incitici bulur ve konukseverlikten yoksun kadından intikam almak için plan yapmaya başlar. Hazırlık sırasında altı akrep, zehirlerini yedinci akrep Tefen’in iğnesine yükler.
Tanrıça İsis ’in Büyülü Formülü
Bu sırada, alçakgönüllü bir köylü kızı Tanrıça İsis’i barınağına davet eder. Köylü kız hikayenin akışı içerisindeki hoşgörüsüz zengin kadının karşıtıdır. Sonra Tefen zengin kadının kapısının altından sürünerek evine girer ve oğlunu ısırır. Zengin kadın perişan halde ölümün eşiğinde olan oğluna şehirde dolanarak yardım arar. Kibirli kadının gösterdiği hoşgörüsüzlük şimdi kimsenin ona yardım eli uzatmamasıyla karşılığını alır. Ne var ki Mısırlıların kalbine fedakar bir anne olarak kazınmış Tanrıça İsis, masum bir çocuğun ölmesine göz yumamaz ve çocuğu tekrar canlandırmak için güçlerini kullanır. Tüm akreplerin adlarını sayarak onları hakimiyeti altına alan İsis, akreplerin zehirlerini çocuk üzerinde etkisiz kılar. İsis’in büyülü sözleri, akrep tarafından sokulmuş her çocuğa arpa ekmeği, sarımsak ve tuzdan oluşan “tıbbi formülle” birlikte uygulabilir. Çocuğunun tekrar sağlığına kavuştuğunu gören kadın, Tanrıça İsis’i evine almadığı için pişman olur ve büyük servetinin bir kısmını İsis ile Mısır konukseverliğini yabancılara gösteren köylü kıza hediye eder.
İsis ve Güneş Tanrısı’nın Gizli Doğası
Bu mitte vurgulanmak istenen, hem Tanrıça İsis’in büyü güçlerinin kudreti, hem de sahip olduğu çok özel bir yetenektir. İsis’in karakterinden, daha mitin başlangıcından itibaren sürekli övgüyle bahsedilir: “İsis oldukça çalışkan bir kadındı… çoğu tanrıdan daha zekiydi… gökteki ve yerdeki hiçbir şeyi unutmazdı.” Ve onun rolü aşkın Güneş Tanrısı’nın gizli ismini keşfetmekti. Eğer başarılı olursa Güneş Tanrısı, İsis ve oğlu Horus’u tanrılar hiyerarşisinde kendinden sonraki rütbeye çıkaracaktı.
Güneş Tanrısı Ra’nın Çaresizliği
Tanrıça İsis’in planı, Güneş Tanrısı’nı kendi gücüyle yaralamaktı. Güneş Tanrısı, her gün gökyüzünde “Milyonların Botu’nda” doğu ufkundan batı ufkuna seyahatini gerçekleştiriyordu. Bu mitte Güneş Tanrısı’nın bir keresinde ağzını açtığı ve bu sırada yeryüzüne salyalarının döküldüğünden bahsedilmektedir. Bu, İsis’in beklediği fırsattır. İsis, Güneş Tanrısı’nın salyalarını toprakla karıştırır ve büyü yaparak zehirli bir yılan yaratır. Güneş Tanrısı’nın yolculuğunda takip ettiği yolu bilmektedir ve onun Mısır’a geldiği zaman sarayından çıkıp gezintiye çıktığı güzergaha yılanı bırakır. Planladığı gibi yılan Güneş Tanrısı’nı sokar ve zehrini içine akıtır. Bunun üzerine Güneş Tanrısı haykırır ve ona bağlı tanrılar sorunun ne olduğunu anlamak için gelirler. Güneş Tanrısı kendi salyasından yapılan zehir vücuduna yayıldıkça titremeye başlar:
“Siz, benden türeyen tanrılar… ıstırap verici bir şey bana saldırdı ve onun ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Onu gözlerimle görmedim. Onu kendi ellerimle yaratmadım… böylesine bir ıstıraba daha önce hiç rastlamadım.” Güneş Tanrısı büyü güçleri ve bilgelikleriyle kendisini iyi edeceklerini umut ederken diğer tanrıların tek yaptığı onun gücünü, yaşam enerjisini kaybetmesine üzülmektir. Tam da bu sırada İsis’in sevecen bir tavırla gelmesiyle Güneş Tanrısı umutlanır ve bu talihsizliği İsis’e bağlar. Üşümekte ve aynı zamanda ateşler içinde yanmakta, terlemekte, titremekte ve arada bir görme yetisini kaybetmektedir.
Tanrıça İsis ’in Güneş Tanrısı ile Pazarlığı
Tanrıça İsis hemen teklifini sunar; Güneş Tanrısı’nın gizli ismini öğrenmeye karşılık onu iyileştirebilecektir. Güneş Tanrısı’nın gizli isminin açığa çıkması, ona prestij kaybettirecek ve bir başkası tarafından gizli doğası ile öz kimliğinin bilinmesi onu tehlikeye atacaktır. Bunun üzerine Güneş Tanrısı kaçamak bir cevap vererek sahip olduğu diğer adları gelişigüzel saymaya başlar:
“Göğün ve yerin yaratıcısı
Dağlara şekil veren
‘Büyük Tufan’ için suyu yaratan (kadim inek tanrıça)
İnekle çiftleşsin diye boğayı yaratan
Nil taşkınlarını düzenleyen
Sabahın Khepri’si
Öğle vaktinin Ra’sı
Akşam vaktinin Atum’u”
Tanrıça İsis, bu adların gizli adı içermediğini belirtir ve zehrin etkisini yoğunlaştıracağını ima eder. Güneş tanrısı sonunda çektiği işkenceye dayanamaz ve Tanrıça İsis ‘e boyun eğer. Ama İsis’e, oğlu Horus’un bu ismi başka kimseye söylemeyeceği konusunda yemin etmesini ister. Tabi Horus yeryüzündeki tezahürü olan Mısır firavunu ile bu önemli bilgiyi paylaşabileceği için bu istek bir anlam ifade etmemektedir. Maalesef papirüste gizli addan söz edilmez. Ama Tanrıça İsis’in Güneş Tanrısı’nı iyileştirmek için uyguladığı formüle yer verilmiştir. Bu formüle göre “akrep otu” ve bira ya da şarapla oluşturulan karışımdan bir yudum almak, zehirli bir hayvan tarafından sokulan kişiyi iyileştirir…
Kaynakça:
- David A. Leeming – Dünya Mitolojisi
- George Hart – Mısır Mitleri
- Peter le Page Renouf – Mısır’ın Ölüler Kitabı
- Geraldine Pinch – Mısır Mitolojisi
- Peter Archer – Dinler Tarihi 101