Narcissos ve Echo Hikayesi – Narsistliğin Mitolojik Kökeni
Narcissos ve Echo Hikayesi.
Yunanistan, güzel ve alımlı çiçeklerle dolu bir ülkedir. Tepeleri, dağları, vadileri güzellikleriyle büyüleyen çiçeklerle örtünmüştür. Ve başlıca olarak mitoloji alanına konu olmuş Yunan dünyası tanrılarının hikayelerini yazardı da, halk çiçeklerinin hikayesini yazmaz mıydı? Pekala yazmıştı; çiçeklere bakıp yaratılış öyküleri uydurmuşlardı. Neden böyle güzel olduklarını ve ölümlüleri bu denli etkileyen varlıkları ölümsüz olan tanrılarla açıklamışlar ve aşk ile harmanlayıp, destanlara ve tragedyalara konu etmişlerdi. Nergis çiçeği de halkın mitlere başvurmasından nasibini almıştı.
Nergis çiçeğini, Narcissos ve Echo’nun hikayesi yaratmıştı. Narcissos yakışıklı bir delikanlıydı ve dağ nymplerden biri olan Echo (yankı) O’na tutulmuştu.
Hera kocasının nympelerden biriyle düşüp kalktığından emindi. Ve bu nympenin kim olduğunu bilse, elinden geleni yapar onu cezalandırırdı. Ancak bilmiyordu. Bir gün öğrenmek için korulara indi, Koruda güzel Echo, arkadaşlarıyla birlikte kırlarda oturmuş, sohbet ediyordu. Hera’nın geldiğini sezen nympelerin hepsi kaçmış, bir tek kaçmayan Echo kalmıştı.
Hera, cesaretinden dolayı “Zeus’un sevgilisi olsa olsa bu peridir.” diye düşündü; sonrasında ise dilden dile dolaşan haksızlığına başvurarak, onu cezalandırdı. Echo konuşamayacaktı artık; kendinden önce kim konuştuysa sadece onun son kelimelerini tekrarlayabilecekti. Ve Hera buyurdu:
“İlk kelimeleri söyleyemeyeceksin!”
Echo ve Narcissos Hikayesi – Echo’nun Aşkı
Echo çok zorlanıyor ve acı çekiyordu. Narcissos’u sürekli görüyor ve onu çok seviyordu. Hep onun arkasından gidiyor, peşinde koşuyor ama tek kelime edip, ona açılamıyordu. Bir gün bir fırsat geçti eline. Narcissos, arkadaşlarına; “Kimse var mı burada?” diye seslenmişti. Ve Echo son kelimesini tekrarladı. “Burada, burada.” Ağaçların arkasında duruyordu; Narcissos göremedi onu ancak “Gel!” dedi. Echo ağaçların arkasından O’na kollarını açarak koşmaya başladı, Narcissos çok şaşırdı nympeyi görünce ve kaçıp gitti.
Narcissos ve Echo Hikayesi – Narsistliğin Mitolojik Kökeni
Narcissos’un çok aşığı vardı. Yüreğinden yaraladığı kızlardan biri, bir gün tanrılara yakararak Narcissos’un cezalandırılmasını istedi. Yüce tanrılar, “başkalarını sevmeyen, kendini sevsin!” dediler ve katı yürekli delikanlının cezalandırılması işini, adı “haklı öfke” anlamına gelen tanrıça Nemesis’e bıraktılar. Nemesis’in görevini yerine getirmesi uzun sürmedi. Narcissos susayıp da duru bir pınara eğildi ve su da kendi yüzünü gördü.
“Başkaları benim yüzümden ne acılar çekmiş şimdi anlıyorum.” Dedi. “Kendime karşı olan sevgimle yanıyorum ben. Suda yansıyan bu güzelliğe nasıl erişebilirim? O güzelliği bırakamam da. Yalnız ölüm kurtarır beni.”
Böylece su kıyısında eridi Narcissos. Canı, ölüler ırmağını geçerken suya eğildi, son bir kere baktı yüzüne. Nympeler, Narcissos kadar katı yürekli değillerdi. Ölü gövdesini aradılar onun, gömeceklerdi. Bulamadılar. Eridiği yerde güzel, yepyeni bir çiçek açmıştı. Sevdiklerinin adıyla adlandırdılar onu, Narcissos (nergis) dediler…
Nergis Çiçeği ve Persephone Tuzağı
Nergis çiçeğiyle ilgili bir başka hikaye vardır ki; Bu hikayeye göre Narcissos’u (nergis) Zeus yaratmıştır. Kardeşi Hades’e yardım etmek isteyen gökler tanrısı düşünmüş, taşınmış yeni bir çiçek yaratarak Enna ovasına yerleştirmiştir. O çiçeği ilk gören Demeter’in kızı Persephone olmuştur. Arkadaşlarıyla birlikte çiçek toplamaya çıktığında bir ara onlardan ayrılacak ve o güne kadar görmediği bir çiçek ilişecekti gözüne. Nitekim Zeus’un planladığı da tam olarak bu şekildeydi, Persephone çiçeğe doğru ilerledi. Tam o anda yer yarıldı; kömür karası atların çektiği bir araba fırladı, yeraltından. Arabayı kullanan, yeraltı tanrısı Hades’ti. Persephone’yi yakalayarak ölüler ülkesine kaçırdı…